Kayıtlar

Kasım, 2014 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Ümit Yaşar Oğuzcan - Bir Gün Anlarsın

Resim
Uykuların kaçar geceleri, bir türlü sabah olmayı bilmez. Dikilir gözlerin tavanda bir noktaya, Deli eden bir uğultudur başlar kulaklarında Ne çarşaf halden anlar ne yastık. Girmez pencerelerden beklediğin o aydınlık. Onun unutamadığın hayali, Sigaradan derin bir nefes çekmişçesine dolar içine. Kapanır yatağına çaresizliğine ağlarsın. Sevmek ne imiş bir gün anlarsın. Bir gün anlarsın aslında her şeyin boş olduğunu. Şerefin, faziletin, iyiliğin, güzelliğin. Gün gelir de sesini bir kerecik duyabilmek için, Vurursun başını soğuk taş duvarlara. Büyür gitgide incinmişliğin kırılmışlığın. Duyarsın, Ta derinden acısını, çaresiz kalmışlığın. Sevmek ne imiş bir gün anlarsın. Bir gün anlarsın ne işe yaradığını ellerinin. Niçin yaratıldığını. Bu iğrenç dünyaya neden geldiğini. Uzun uzun seyredersin aynalarda güzelliğini. Boşuna geçip giden günlerine yanarsın. Dolar gözlerin, için burkulur. Sevmek ne imiş bir gün anlarsın. Bir gün anlarsın t

Bunker Roy: Learning From A Barefoot Movement

Resim
Bizdeki köy enstitülerini andıran Barefoot College 'ı kuran Bunker Roy 'un anlatımıyla Barefoot Movement. Aslında benim hoşuma giden, bitirişidir. Aşağıda alıntılıyorum. "I'll just wind up by saying that I think you don't have to look for solutions outside. Look for solutions within. And listen to people. They have the solutions in front of you. They're all over the world. Don't even worry. Don't listen to the World Bank, listen to the people on the ground. They have all the solutions in the world. I'll end with a quotation by Mahatma Gandhi: 'First they ignore you, then they laugh at you, then they fight you, and then you win.' Thank you."

Johann Wolfgang Von Goethe- Yaşamımdan Şiir ve Hakikat

Resim
"Derin düşünceye sahip insanlar gelecekte olduğu kadar geçmişte de yaşama ihtiyacı duyarlar." Bitiremediğim kitaplardan birisi oldu. Kitap 840 sayfa fakat ben 528.sayfada bırakmak zorunda kaldım.  Hani Murat Menteş diyor ya; "Hayatım bir film olsaydı, izlerken ya uyuya kalır ya da yarısında çıkardım", Goethe'nin otobiyografisi olan bu eseri de öyle olmuş. Ama bu kitabın kötü olduğu anlamına gelmiyor. Sadece belli bir süre sonra ilginçliğini kaybediyor ve düz ilerliyor. Fakat Goethe'nin hayatı, yaşadığı dönem ve bu dönemin önemli karakterleri hakkında inanılmaz detaylı bilgi verdiğini belirtmeliyim. Goethe, hatırladığı ilk anılarından başlayarak, detaylardan kaçınmayarak ve aldığı dersleri de ilave ederek -kitabı bitiremediğimden nereye kadar olduğunu bilemiyorum- hayatını anlatıyor. Küçük Goethe'yi, çocukluğunun geçtiği yerleri ve çocukluk arkadaşlarını biz okuyucularına tanıtıyor. Detaylı bir şekilde annesini ve babasını tanımlıyor. Özelli

Ağva

Resim
Bayramlarda evde oturmayı sevmiyorum. Evet, nerede o eski bayramlar?! Aslında sadece eskinin bayramları değil, eskinin bizleri de artık yok. Her şey eskiden çok daha farklı. Bir şikayet mi? Hayır, değil; zamanın getirdiği bir zorunluluğun farkındalığı. Hele ki bu kadar hızlı değişimin yaşandığı bir zamanda her anın şimdisinden çok farklı eskide kalmak çok daha da zor. Her bayramda olduğu gibi evde kalırsam eve tıkalı kalıp tutsak olacağımı bildiğim için yine her zamanki gibi kaçmaya çalıştım. Uzun süredir hakkında çok şey okuduğum, ballandırılarak anlatılan ve tatil köyü olarak lanse edilen fakat çok yakınımda olmasına rağmen hiç gidemediğim Ağva'ya gitmeyi son Kurban bayramında kafaya koydum. Bir dostuma beraber gitmeyi teklif ettim. Kabul edince geriye plan yapmak kaldı. Aslında plan adına yaptığımız tek şey nereden gidebiliriz'i öğrenmek ve gitmeden önce kalacak bir yere rezervasyon yaptırmak. Ağva ile alakalı sadece yürümemiz gerektiğini biliyorduk. Ve bayramın