Costa-Gavras -L'aveu
"Bir cümle aklımdan hiç çıkmıyordu: 'İnsan suçluya dönüşüyor. Suçlu olduğu için değil, buna inandığı için.'"
L'aveu (The Confession, İtiraf); 'Yahudi asıllı' Çek Dış İşleri Bakan Yardımcısı komunist Artur London'ın kendi kalemiyle anlattığı hükümeti yıkma suçu isnad edilen Slansky'nin yargılanma sürecinde yaşadıklarının Costa Gavras tarafından konunun tüm ağırlığıyla birlikte çarpıcı şekilde başarılı bir biçimde beyazperdeye aktarımıdır.
Sahneler ve sahne geçişleri, müzik ve sessiz kareler, görüntülerin renk uyumu; bu filmi bir başyapıt olmasına yetiyor. Bir de üstüne konu ve senaryonun güzelliği gelince ortaya eskimeyecek bir eser çıkmış. Bir devrimin kendi çocuklarını nasıl yediğini çok güzel şekilde göz önüne serilmiş.
"Başlarda insan Parti'ye yardımcı olmaya neden orada olduğunu, ne yaptığını anlamaya çalışıyor. Özeleştri yapmaya, partiye zarar veren hataları kabul etmeye açık oluyorsunuz. Mücadele ve disiplinle geçen yıllar boyunca aldığımız eğitim Parti'nin asla yanılmayacağına, SSCB'nin her daim haklı olduğuna inanmamıza yol açmıştı. Birçok defa, Parti'nin içindeyken hata yapmanın Parti'nin dışında haklı olmaktan iyi olduğunu gururla söylemiştik."
"Hainlik" ve "hükümeti yıkma teşebbüsü"; her hükümetin gücünü korumak uğruna muhaliflerini toplumlarının gözünden düşürmek için masum insanlara çok rahatlıkla isnat ettiği sıfatlar, suçlamalar, yalanlar.. Bu iki kelime, o kadar yozlaşmış olayda ana rolü oynamış, o kadar çok yalanın ortağı olmuş olmasına rağmen hala halkların üzerinde etkilerini ve güçlerini korumaktadırlar. Hala günümüzde iktidarlar, bu iki kelime ile yozlaşmış olaylara ve masum insanları suçlayan yalanlara imza atmakta ve yine her şeye rağmen halklar aynı tavrı göstermektedirler; yalana kanmak, suçsuz insanları suçlarından ötürü tecrit etmek ve kesilen cezalarını onaylamak, hatta bazen bu masumlar hakkında daha ağır ceza kesilmesini istemek. Çok şey değişmiş olsa ve değişse de evet, dünya değişmeyecek.
Burada bir şeyi itiraf edeceğim; bu komunist ağızları hiç anlamıyorum. Diyalektik, proleter, burjuva.. avam tabakasının çok ötesinde ifadeler seçip kullanıyorlar. Sanırım pek de anlaşılmak istemiyorlar. Bir de anlaşılsalardı ne olurdu, kim bilir?
Filmin en vurucu sahnelerinden birisi; üç kişi dışında herkesin idam hükmünü giyeceği mahkeme:
"Bir senatör vakti zamanında şöyle yazmış: 'Prag duruşmaları bize şeytanın aklına gelmeyen şeyleri hatırlatmaktadır.'"
Yorumlar
Yorum Gönder
teşekkürler, thanks, danke, gracias :)