Costa-Gavras -Z
"Onlara gerçeği mi söylemek istiyorsunuz? Gerçeği sonra alırlar."Costa-Gavras'ın fazlasıyla başarılı bir başka politik filmi daha: Z; 2 Oscar ödülünü kazanan film, Vassili Vassilikos'un aynı isimli romanına dayanarak 1963 yılında tam da filmde anlatıldığı gibi bir barış konuşması sonrası suikast sonucu öldürülen Yunan solcu milletvekili Grigoris Lambrakis'in cinayet soruşturmasını anlatmaktadır. Z harfi, bu olayların yaşandığı dönemde kullanılan bir slogana dönüşür ve "O (Lambrakis) yaşıyor" anlamına gelmektedir.
Filmin sonundan itibaren olanlar:
- Cinayetle suçlananlar kıytırık cezalarla kurtulur
- Solun seçimde başarılı olması beklenirken cunta yönetime el koyar
- Z grafitiyle birlikte birçok ifadenin kullanımı cunta tarafından yasaklanır ve savcı görevinden azledilir
- Cunta, 1974'de Türkiye'nin Kıbrıs harekatı sonrası devrilir ve Yunanistan'a demokrasi gelir
- Görevine dönen savcı Christos Sartzetakis, bu yaşanan olaylardan tam 22 yıl sonra Yunanistan Cumhurbaşkanı olur
Film, en başta fazlasıyla ciddi başlar; sıradan vasat bir eser olmayacağını ve pis bir işe çomak sokacağını alânen ilan eder:
"[General:] Bu gece düşman şehrimizde bir toplantı yapacak. Ama biz bir izm değiliz! Biz bir demokrasiyiz! Toplantıyı yasaklamayacağız. Muhalefetin gösterisini de engellemeyeceğiz! Bu sağlıklı antikorlarla birlikte, asmanın da toplumun da hastalıklarıyla savaşmalıyız! Tüm söyleyeceklerim bunlar."
Sonrasında tüm yaşananlar bize bir polis devletinin karanlıkta elinin ne kadar uzun olduğunu göstermektedir. İnsan izlerken istemsizce "acaba Ergenekon davası için de böyle bir film çekilir mi?" diye bir temennide bulunmadan duramıyor. Veya Hrant Dink cinayetini akıllara getirmemesi içten değil... Bizim üst rütbelilerimize de isim ve meslekleri sorulduğunda Yunanlı meslektaşlarındaki gibi yüz ifadeleri görmek bir ayrı farklı tecrübe olurdu sanırım. Hepsi ya aklanması gerektiğini veya intihar edeceğini söyler, soruşturma sonucunda ucuz cezalarla olaydan sıyrılırlar fakat hiç intihar eden/ölen yoktur, öldürülenler dışında. Ve yine devletin damarlarında tüm gücüyle akan bu kirli kan içinde antikor görevini üstlenen böyle temiz savcıların varlığı, gelecek için var olan tek umudumuzu diri tutmaktadır.
"[Gazeteci:] Dreyfus gibi bir kurban mısınız?
[General:] Dreyfus suçluydu!"
Ve filmin sonunda bir diğer vurucu sahne olur; filmde emeği geçenler yerine cunta tarafından yasaklanan kelimeler listelenir:
"[Ulusal Başsavcı:] Sanki ülkemizin uzun saçlı dinsizler ve bağımlılarca işgal edilmesi yetmiyormuş gibi. Şimdi silahlı güçler üzerinde kuşku yaratmak istiyorsunuz, ülkemizin yegane sağlıklı unsurları. Partileri olamayan ne sağ ne sol, Tanrı'ya bağlı bir ülke yaratmayı düşlüyoruz. Onu mahvetmek istiyorsun."
Yorumlar
Yorum Gönder
teşekkürler, thanks, danke, gracias :)