Kayıtlar

Mayıs, 2012 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

The Intouchables Üzerine

Resim
Dostluğun ne olduğunu hatırlattı. Dostluğun, dostunun eksiklerini kabullenmek olduğunu tekrardan seyrettirdi. Acı realitelerden oluşan hüzün, acıma, dram tabloları değil de bu realitelerin üzerine kurulu tekrar yaşanılası anılar yaşayabilmek olduğunu... beraberce görmemek ve seyretmek, birlikte hız yapmak ve aynı espriye gülebilmek olduğunu... birlikte acıların üzerine yürümek ve beraber çözüm üretmek olduğunu... birinin diğeri için iyi bildiğinden vazgeçmeyeceğini... diğerinin yapmak isteyip de yapamadığına cesaretlendirebilmek ve durumun oluşmasına yardım etmek... karşısındakinin hayatında ördüğü duvarda koyacağı bir sonraki tuğlayı taşıyarak yardım etmek olduğunu tekrardan gösterdi. Özellikle son sahnesi anlamlı idi. Dostun dostunun kendisine rağmen yerine yetiremediği arzusunu yerine yetirmesinde itici güç olmayı kabul etmesi. Bu zor şartlar altında barınmaya çalıştığımız dünyada en fazla ihtiyaç duyduğumuz şey; bizden başka bizi düşünen birine ihtiyaç ve kendimiz har...

Günübirlik Amasra

Resim
Bir seneden fazla olacak Amasra'ya gitmeyi istiyordum. Hatta Google Map üzerinden gidilecek yerleri işaretlemiş, hazırlıklarımı yapmış ve bir yol arkadaşı bekliyordum. Geçenlerde liseden bir arkadaşım, onun da okulunun bittiğini, boş olduğunu ve gezmek istediğini söyledi. Hemen hedefi söylediğim; "İleri! Amasra'ya doğru!" Bloglar yeniden okundu, araştırmalar yapıldı, harita güncellendi ve hazırlıklar tamamlandı. Amasra'da güneşin doğuşu veya batışını yakalamak istiyorduk. Fakat Amasra'ya en son 23:59'da ve ilk 07:30'da giden araba vardı. İkisi de uymuyordu ancak gün ortasında oraya vararak günü öldüreceğimizi düşünerek 23:59'a biletlerimizi aldık ve yola çıktık. 04:30 olmadan Bartın terminaline vardık. Bloglarda terminalden Amasra'ya götüren minibüs seferlerinin buradan 07:00'de başladığını okumuştuk ama meğerse bu yenisi imiş, bi de eski terminal varmış. 06:30'a kadar kitap müzik ile geçti; yanımızda Yanni-Nostalgia olması ayrı...

The Simpsons -Season 23 Episode 23

Resim
I like how The Simpsons ironizes issues! On a documentary about Krusty Burger, Declon Desmond says;      "I’m so weak… I can’t even fill out this application for Documentary Film Oscar." And then this screen comes:

Dexter -Season 1 Episode 1: Dexter

Resim
Bol boş zamanın getirdiği sıkkınlıkla kararlılığımı bozup yeni bir diziye başlamaya karar verdim: Dexter. IMDb'nin Best TV Series sıralamasında bulunan 2000'li yıllardan izlemediğim birkaç seriden biriydi. Öyleyse hem sıkıntıyı atmak hem boş zamanı harcamak hem de farklı kulvarda bir dizi izlemiş olmak için başlayayım dedim. Posterlerinin çoğunda olduğu gibi kan, ana portre; daha ilk bölümünün ilk dakikası bitmeden kan kokusu duyuluyor. Ve tam bölüm bitecek derken dizinin "I wanna play a game!" modunda olduğu işareti veriliyor. Açıkçası sığ bir konusu olduğunu düşünüyorum, Fringe gibi. Fringe, dayanamayıp meseleyi paralel evrenlere bağlamıştı. Bu dizide nereye köprü atılacağını merak ettim. İzleyelim görelim :)

Coldplay -The Scientist

Resim
En sevdiğimle başlayalım;  "-you don't know how lovely you are.."