Kayıtlar

Ekim, 2013 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Pierre Coffin/Chris Renaud- Despicable Me 2

Resim
Her ikinci filmi izlemeye başlarken "ya birincisi kadar iyi olmaz ve bu ikincisinden dolayı birincisini de bir daha izlemek istemezsem?" endişesini taşırım. Yine oldu. Şükür ki izlememeye karar verecek kadar kötü değildi. Fakat kabul etmek gerekir ki birincisi kadar orijinal ve kaliteli olmamış. Filmi yine minyonlar alıp götürmüş. Birinciye oranla senaryonun orijinalliği yok. Guru'nun filmin senaryosuna orijinallik katma etkisi hiç olmamış. Guru üzerine ne inşa edilebilirdi bilmiyorum fakat burada bir baba olmanın ötesine geçememiş. İlk filmde en kötü olmaya çalışıyordu ancak burada iyi olmaya yönelik çabası da itici şekilde yansıtılmış; örnek olarak doğumgününde peri kızı olması.  Özellikle kız-baba handikapı hiç iyi gitmemiş; sanki filmin süresini bir buçuk saate uzatabilmek için eklenmiş gibi. Ama minyonları, bildiğimiz karakteristik özelliklerinin tam tersine çevirmek, mor renk ve huysuzluk, güzel olmuş. Minyonların çılgınlıkları sizi yine bol bol güldürecek

Lesley Hazleton- The doubt essential to faith

Kuran üzerine yaptığı konuşmasından tanıdığımız  Lesley Hazleton , Hz.Peygamber'in biyografisini yazarken ilk vahyin gelmesinden sonra Hz.Peygamber'in tepkisine şaşkınlığıyla üzerine düşünmeye başladığı inanç ve şüphe hakkındaki mülahazalarıdır. "Too human for some, like conservative Muslim theologians who maintain that the account of his wanting to kill himself shouldn't even be mentioned, despite the fact that it's in the earliest Islamic biographies. They insist that he never doubted for even a single moment, let alone despaired. Demanding perfection, they refuse to tolerate human imperfection. Yet what, exactly, is imperfect about doubt? As I read those early accounts, I realized it was precisely Muhammad's doubt that brought him alive for me, that allowed me to begin to see him in full, to accord him the integrity of reality. And the more I thought about it, the more it made sense that he doubted, because doubt is essential to faith. "

David Shore- House M.D.

Resim
Takip ettiğim dizilerin tek tek bitmesi veya izleyebileceğim en iyileri izlediğim için üniversite yıllarında oda arkadaşımın takip etmesinden dolayı birkaç bölümünü izlediğim House M.D. dizisine başlamaya karar verdim. Dr. Gregory House , Princeton-Plainsboro Eğitim Hastanesi'nde teşhis ekibinin lideridir. Hastaneye gelen en ilginç vakaları üç kişilik ekibiyle çözmektedir. House, geçmişinden yaralı olan, insanlara güvenmeyen ve arkadaş ilişkisi kuramadığından insanları kendisinden uzaklaştıran, fakat insan hayatına herşeyden fazla önem veren ukala iğneleyici fakat zeki idealist ve pratik yaşlı sakat karizmatik bir doktordur. O'na tıp dünyasının Sherlock 'u diyebiliriz; oturduğu yerin adresi 221B ve Wilson adında tek arkadaşı var. Daha detaylı olarak burada  ve şurada  ve orada kıyaslamalar yapılmış. Dr. House, ayağından dolayı yaşadığı acıları kesmek için ilaç müptelası olmuştur. Meseleleri ciddileştirmemekte, olayları alaya almaktadır. Dizi, House'un kinay

Tom Hooper- The Damned United

Resim
The Damned United ; Derby County takımında yaptıklarıyla 44 günlüğüne başına getirildiği zamanın en iyi takımı Leeds United'ın akabinde Nottingham Forest ile mükemmel işler başaran Brian Clough 'un David Peace 'in kaleminden çıkan  The Damned Utd adlı romandan esinlenilmiş  44 günlük Leeds macerası. Bu sırada yardımcısı Peter Taylor ile arasında geçenler de aktarılmaktadır. Ç ok bariz hatalar yapılmış olsa da futbol severlerin -özellikle de cm veya fm oynayanlardansanız- beğenerek izleyecekleri bir eser.  Film, çoğu futbol filminde olduğu gibi şaşalı günlerin  üzerine düşmüyor, bunun yerine  bir teknik direktörün en kötü günlerini ele alıyor: adını kulübün tarihine yazdırmış bir teknik direktörden sonra iyi bir takımın başına geçmek ve kulüp futbolcularına kendini kabullendirmeye çalışmak. Özellikle de öncesindeki teknik direktörle aranızda iyi ilişki de yoktuysa işiniz çok daha da zorlaşır. Saha ve kupa sahneleri yerine soyunma odası ve koridorları hikayelerine d

Lev Nikolayeviç Tolstoy- İnsan Neyle Yaşar?

Resim
İnsan Neyle Yaşar?; İncil'in güzel ahlakla ilgili baplarının bir nevi yansıması olan altı hikayeden oluşuyor. Tolstoy, yaşanılabilirliği yüksek hikayeleriyle İncil'in öğretilerini günlük hayata indirgiyor. Zaten ilk üç hikaye direk baplarla başlıyor ve sonrasındaki hikayede bu baplara atıf yapılıyor. Her hikayede çoğunluğu oluşturan kötülerin arasında İsavari masum ve temiz, artniyetsiz, güzel ahlaklı, İncil'in öğretilerine sımsıkı bağlı olan, bundan dolayı hikayenin sonunda hep haklı çıkan senin ve benim yerinde olabileceğimiz bir Rus insanı vardır. Ancak hikayelerde kötüler, kötülüklerini yapmaktan geri kalmazlar. Hikayeler, "bunu yapmazsan şöyle iyi şeyler olur"un yerine "bunu yaparsan şöyle kötü şeyler olur" mentalitesi üzerine kurulmuş. İnsan Neyle Yaşar? "'Tanrı'yı seviyorum' deyip de kardeşinden nefret eden yalancıdır. Çünkü gördüğü kardeşini sevmeyen, görmediği Tanrı'yı sevemez." (1.Yuhanna 4:16 bap.) Tanrı