Lev Nikolayeviç Tolstoy- İnsan Neyle Yaşar?
İnsan Neyle Yaşar?; İncil'in güzel ahlakla ilgili baplarının bir nevi yansıması olan altı hikayeden oluşuyor. Tolstoy, yaşanılabilirliği yüksek hikayeleriyle İncil'in öğretilerini günlük hayata indirgiyor. Zaten ilk üç hikaye direk baplarla başlıyor ve sonrasındaki hikayede bu baplara atıf yapılıyor.
Her hikayede çoğunluğu oluşturan kötülerin arasında İsavari masum ve temiz, artniyetsiz, güzel ahlaklı, İncil'in öğretilerine sımsıkı bağlı olan, bundan dolayı hikayenin sonunda hep haklı çıkan senin ve benim yerinde olabileceğimiz bir Rus insanı vardır. Ancak hikayelerde kötüler, kötülüklerini yapmaktan geri kalmazlar. Hikayeler, "bunu yapmazsan şöyle iyi şeyler olur"un yerine "bunu yaparsan şöyle kötü şeyler olur" mentalitesi üzerine kurulmuş.
İnsan Neyle Yaşar?
"'Tanrı'yı seviyorum' deyip de kardeşinden nefret eden yalancıdır. Çünkü gördüğü kardeşini sevmeyen, görmediği Tanrı'yı sevemez." (1.Yuhanna 4:16 bap.)
Tanrı, Mihail adlı meleğini üç sorunun cevabını bulması için huzurundan kovar.
"Tanrı da bana şöyle dedi: 'Git kadının ruhunu al, sonra da şu üç kelamımı öğren: İnsanda ne var? İnsana ne verilmemiştir? İnsan neyle yaşar? Bunları öğrenince yine göğe döneceksin.'"
Mihail, cevapları aramak için insan kılığına girer.
"Evvelce insanca ihtiyaçları hiç bilmez, soğuğu, açlığı hiç tanımazken bir anda insan olmuştum. Açtım, soğuktan donuyor, ne yapacağımı da bilmiyordum. Bir küçük kilise gördüm, Tanrı'nın kilisesine sığınmak istedim. Kilise kapalıydı, içeri giremiyordum. Rüzgardan korunmak için kilisenin arka duvarına yaslandım."
Fakir bir aile olan Semyon ve Matryona'ya misafir olan Mihail, başından geçen üç olayla cevapları öğrenir.
"İnsanda sevgi olduğunu anlamıştım."
"İnsana neye ihtiyacı olduğunu bilme yetisi verilmemişti."
"Kadının başkasının çocuklarına acıyıp ağlamasını görünce, içinde yaşayan Tanrı'yı gördüm ve insan neyle yaşar anladım."
En sonunda verilmek istenen mesaj özetlenmiştir:
"İnsan olduğumda hayatta kalmamı sağlayan kendimi kollamam değil ,yolda rastladığım bir adamla karısının sevgisidir; bana acımaları, beni sevmeleridir. Öksüz kızlar da onlara acıyıp seven yabancı bir kadının yüreğindeki sevgi sayesinde hayatta kaldı. Bütün insanlar kendilerini düşünüp kolladıkları için değil, içlerindeki sevgiyle yaşıyor."
"Anladım ki Tanrı insanların ayrı yaşamasını istemiyor; bu yüzden tek tek neye ihtiyaçları olduğunu açık etmiyor. Beraber yaşamalarının istediğinden hepsine kendileri ve diğerlerinin neye ihtiyacı olduğunu gösteriyor."
Kıvılcımı Söndürmeyen Ateşi Zapt Edemez
"Bunun üzerine Petrus İsa'ya gelip, 'Ya Rab' dedi, 'Kardeşim bana karşı kaç kez günah işlerse onu bağışlamalıyım? Yedi kez mi?' İsa, 'Yedi kez değil' dedi. 'Yetmiş kere yedi kez derim sana. Şöyle ki, Göklerin Egemenliği, köleleriyle hesaplaşmak isteyen bir krala benzer. Kral hesap görmeye başladığında kendisine, borcu on bin talantı bulan bir köle getirildi. Kölenin ödeme gücü olmadığından efendisi onun, karısının, çocuklarının ve bütün malının satılıp borcun ödenmesini buyurdu. Köle yere kapanıp efendisine, 'Ne olur, sabret! Bütün borcumu ödeyeceğim' dedi. Efendisi köleye acıdı, borcunu bağışlayıp onu salıverdi. Ama köle çıkıp gitti, kendisine yüz dinar borcu olan başka bir köleye rastladı. Onu yakalayıp, 'Borcunu öde' diyerek boğazına sarıldı. Bu köle yüzüstü yere kapandı, 'Ne olur, sabret! Borcumu ödeyeceğim' diye yalvardı. Ama ilk köle bunu reddetti. Gitti, borcunu ödeyinceye dek adamı zindana kapattı. Öteki köleler, olanları görünce çok üzüldüler. Efendilerine gidip bütün olup bitenleri anlattılar. Bunun üzerine efendisi köleyi yanına çağırdı. 'Ey kötü köle!' dedi. 'Bana yalvardığın için bütün borcunu bağışladım. Benim sana acıdığım gibi, senin de köle arkadaşına acıman gerekmez miydi?' Bu öfkeyle efendisi, bütün borcunu ödeyinceye dek onu işkencecilere teslim etti. Eğer her biriniz kardeşini gönülden bağışlamazsa, göksel Babam da size öyle davranacaktır." (Matta, 18:21-35. baplar)
Babasının babasıyla çok iyi komşu olduğu komşusu Topal Gavrilo'yla bir yumurta yüzünden kavgaya tutuşan İvan Sçerbakov'un hikayesidir.
"O daha kötüymüş! Kötülük eden bir tek o olsaydı, ortada kötülük kalmazdı. İki insan arasındaki kötülük sadece birinden mi çıkar? Kötülük iki taraflıdır."
Mum
"'Göze göz, dişe diş' dendiğini duydunuz. Ama ben size diyorum ki, kötüye karşı direnmeyin." (Matta, 5:38-39. baplar)
Kendilerine eziyet eden kahya Mihail Semyonıç'i öldürme planları yapan köylüler ve onları caydırmaya çalışan Pyotr Miheyev'in hikayesidir.
"İnsan öldürmek kolay, ama kan ruhuna da sıçrar. İnsan öldürenin ruhu kanar. Kötü bir insanı öldürünce kötülüğü de yok ettiğini sanırsın, sonra bir bakarsın ki yok ettiğini sandığın kötülükten daha beteri senin içinde büyüyor."
Kızlar Büyüklerden Akıllıymış
Kendileri için büyüklerin kavgaya tutuştuğu sırada barışıp tekrardan oyuna dalan iki kız çocuğu Malaşa ve Akulyuşka'nın hikayesidir.
İnsana Çok Toprak Gerekir Mi?
"'Pekala,' dedi şeyan, 'Seninle hesaplaşacağız; sana istediğin kadar toprak vereyim de bak neler oluyor. Seni toprakla ayartacağım."
Fakir durumdayken gittikçe toprağını büyüten, her seferinde daha fazla toprak isteyen ve sonu hazin olan Pahom'un hikayesidir.
İlyas
Zenginlikten fakirliğe düşen İlyas'ın huzuru buluşunun hikayesidir.
Yorumlar
Yorum Gönder
teşekkürler, thanks, danke, gracias :)