Bir Devr-i Diyar: İtalya/2. ve 3.Günler

Venedik
Gece Milano'da kaldık. Sabah 9-10 gibi kalkıp kahvaltı niyetine verilen espressolarımızı içip elmamızı yedikten sonra Venedik'e doğru yola koyulduk. İki-üç saat sonra Venedik'teydik. 118 adacıktan oluşan şehrin girişinde aracımızı otoparka bıraktık. Şehirde kara taşıtlarına izin verilmiyor. Zaten aracınızla gezebilecek kadar ne şehir büyük ne de sokakları.

İki gece kalacağımız otelimize eşyaları yerleştirdikten sonra şehrin daracık sokaklarında ve ufak meydanlarında küçük köprüleri aşarak gezmeye başladık. Akşam da bir kafede cappuccino'sunu denerken Juventus-Milan maçını seyrettik.



Kılcal damar şeklinde şehri saran 177 kanal var ve bu kanallar üzerinde 409 köprü var. Şehrin merkezi, kanalların en büyüğü olan Büyük Kanal (Canal Grande) etrafında toplanmış ve bu kanal üzerinde dört köprü var. Bunların en ünlüsü Rialto köprüsü (Ponte di Rialto):



















Cezaevine giden mahkumlar üçüncü resimde görülen köprüden geçerken bu manzaralar karşısında iç geçirdiklerinden dolayı bu köprüye Son Nefes Köprüsü (Ponte dei Sospiri) diyorlarmış:

Görülecek yer olarak, şehrin en büyük meydanı olan San Marco meydanı ve meydanın başlangıcında yer alan St Mark çan kulesi (Campanile di San Marco), büyük kilisesi (Basilica di San Marco) ve Doge Sarayı (Palazzo Ducale) var.
Eğer Venedik'e geldi iseniz kesin yapmanız gereken şeyin çan kulesine çıkmak olduğunu düşünüyorum. Şehrin çok güzel bir görüntüsü var.


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Dostoyevski -İnsancıklar

Rainer Maria Rilke - Dua Saatleri Kitabı/Duino Ağıtları/Bütün Şiirlerinden Seçmeler/Malte Laurids Brigge'nin Notları + Cahit Zarifoğlu - Rilke'nin Romanında Motifler

Ahmet Erhan - Alacakaranlıktaki Ülke/Ölüm Nedeni Bilinmiyor/Ne Balık Ne De Kuş