Deliliğe Övgü Üzerine
Moria -yani
delimiz-, eser boyunca kendini yermektedir. İddiasına göre: babası Plutos
-zenginlik tanrısı; annesi Gençlik; süt anneleri Sarhoşluk ve Cehalet;
cariyeleri Özsaygı, Yüze Gülme, Unutma, Tembellik, Şehvet, Bunaklık, Zevku
Sefa, Komos -içki alemleri simgesi ve Morpheus -rüyalar tanrısı- dır.
Moria'ya göre;
-Kadını erkeğe, erkeği kadına bir daha yaklaştıran,
-Çocukları sevimli kılan ve yaşlılara ihtiyarlığı katlanır kılan,
-Tanrıların yüzlerindeki gülmenin, güzelliğin ve gençliğin sebebi,
-Dostluklar ve evlilikler dahil insani ilişkileri devam ettiren,
-İnsanı kendisi ile barışık kılan,
-Savaş açtıran ve savaşta askerlere kahramanlık yaptıran,
-Zorluk, hastalık, problem, zahmet, elem dolu bu hayatı yaşanır kılan ve buna benzer birçok faydayı insana faydalanmasına sunan delilikten başkası değildir.
Deli’ye göre, filozofların öğütleri ve bilim adamlarının icatları insan hayatını mahvetmektedirler. Hâlbuki insanoğlu, delinin cariyelerinin bahşettikleriyle mutludur ve mutlu olmaktadır. Deli, bu iddiasını mitolojiden ve bir kısım Antik Çağ filozoflarından destek alarak kanıtlamaya çalışmaktadır. Ve özellikle “Musalar’ın terk etmemesi şartıyla” Stoacılar’ın öğretilerine çatmakta ve dini kisveye bürünmüş adamların ikiyüzlülü ve para gözlülüğünü açığa vurmaktadır.
Sanırım Ahmet Cemal’in önsözde ifade ettiği gibi “ gerçek bilgelik deliliktir” ve “kendini bilge sanmak gerçek deliliktir” görüşleri iç içe geçmiş şekilde gülmece türündeki bu yapıta egemendirler. Ve Anton J. Gail'in ifadeleriyle, Erasmus, Delilğe Övgü'yü yazarak "yapmak istediği şey, çağdaşlarına bir ayna tutmak, onlara insanoğlunun eğitimini ihmal ettiği takdirde kendi kendisinin gerisinde kalacağını göstermek, fakat aynı zamanda da insanın sadece eğitimle insan olamayacağı bilincini kazandırmaktı". Deliliğe Övgü'ye eleştiri olarak Stefan Zweig'in "Rotterdamlı Erasmus" adlı eserinin "Ustalık yılları" başlığını okumanızı tavsiye ederim.
"Neden çıktıkları çoğu kez bilinmeyen, birbiriyle tutuşan iki taraf için faydalı olmaktan çok daima zararlı olan kavgalara girişmekten daha delice bir şey var mıdır? Zira savaşta ölenler hiç sayılırlar."
"Aktörler rollerini oynarken biri gelip onların maskelerini söküp atarak seyircilere doğal çehrelerini gösterirse, sahneyi bozmaz mı? Bir çılgın gibi tiyatrodan dışarı atılmayı hak etmez mi?"
"Euripides'e göre, bilgenin iki dili vardır, biri gerçeği söylemek, öteki gerekirse gizlemek için."
"Şu psikopos, giymiş olduğu bembeyaz kaftanın kusursuz bir ömür sürmesini kendine ihtar ettiğini; başını örten şu çift boynuzlu ve uçları bir tek düğümle birbirine bağlı külahın, eski ve yeni ahitlerin bilimini birleştirmesi gerektiği anlamında olduğunu; elindeki eldivenlerin, temiz ve ilahi sırları müminlere verirken dünyanın fenalıklarının bulaşmasından ellerinin korunduğunu gösterdiğini; asasının, kendisine teslim edilen sürüye devamlı surette bakacağının simgesi, haçın ise, bütün tutkulara karşı kazanması gereken zaferin simgesi olduğunu düşünmeye koyulsaydı, hayatı neye benzerdi?"
Yorumlar
Yorum Gönder
teşekkürler, thanks, danke, gracias :)