Faust -Haydar Zorlu

Faust, birden kişinin oynayabileceği bir oyun değildi, çünkü o bir fikir mücadelesi. Kişi sayısı birden fazla olmasına rağmen olup biten herşey birisinin fikir/ruh/his/duygu dünyasını yansıtmakta idi. O yüzden de en güzel olacak şekilin tek kişilik oyun olduğunu düşünüyorum.
Biraz araştırmadan sonra oyunun güzel olduğu kanısı oluşunca bilet aldım ve üç arkadaş gittik. Sahne dizaynı, güzeldi; duvarlar ve zemin simsiyah, zemin tahtadan ve tahtalar yıpranmış durumda. Oyuncu, simsiyah elbiseler içinde, ışık oyunun durumuna göre denk değiştirmekte.
Fakat kitabı okurken beni ürküten Mefistofeles ile Faust arasında geçen diyaloglar, tiyatroda hiç etkili değildi. Şeytanın hileleri, Faust'un hayatı üzerine kafa karışıklığı ve sonrasında gelen pişmanlık, Gretchen'da güzellik ile saflığın buluşması fakat kirlenmesine rağmen saflığın hala kendini muhafaza çabası, Marthe'nin dul durumu... Oyuncunun rol gereği büründüğü şeytan ile faust arasında fark, kaybolup gitmişti. Hele Marthe'nin diyaloglarında bizim topraklı şive kullanması, aşırı gayriciddi idi. Bu oyunda sadece Faust'un ne kadar kötü de olabileceğini gördüm. Düşünün ki oyun bittiğinde kimse anlayamadı, alkış dalga gibi yükseliyordu çünkü insanlar yavaş yavaş ve birer birer oyunun bittiğini farkediyorlardı.
Tiyatronun komforu yerlerde sürünüyordu. Zar zor yerinize varmaya çabanız, insanların koltuklara sığmadığından dolayı ikide bi hareket etmesi, ses akustiğinin olmaması...
Seyirci ürkek idi. Sahneden gelen ilk soruya cevap veremedi, ancak ikinci soruya birinin cesaretiyle cevap gelince oyuna karşı kahkahalar daha cesurce yükseldi.
Kısacası, Faust'u hatırladım ama Faust kadar etkilenemedim.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Dostoyevski -İnsancıklar

Rainer Maria Rilke - Dua Saatleri Kitabı/Duino Ağıtları/Bütün Şiirlerinden Seçmeler/Malte Laurids Brigge'nin Notları + Cahit Zarifoğlu - Rilke'nin Romanında Motifler

Ahmet Erhan - Alacakaranlıktaki Ülke/Ölüm Nedeni Bilinmiyor/Ne Balık Ne De Kuş